Başyazı

HOLOKOST HAFIZASINI CANLI TUTMAK

‘’Bu oldu, bu yüzden tekrar olabilir: Ve işte bu, söylememiz gerekenlerin özüdür.” Bunlar, kendisi de bir Holokost hayatta kalanı olan yazar Primo Levi'nin, bizzat yaşadığı ve Holokost'un sebep olduğu medeniyetten kopuş trajedisi hakkında yazdıklarıdır. Tarih tekerrür edebilir, çünkü onlar insanların neler yapabileceklerini kendi gözleriyle gördüler.
Bu konuda gözlerimizi kapatmamıza izin verilmiyor. Yahudi Soykırımı sırasında zulmedilen Yahudi halkının bir kızı ve bir İsviçre vatandaşı olarak, Yahudi Soykırımı'nın hatırasını canlı tutmak ve bu hatırayla sürekli olarak yüzleşmek bizim görevimiz ve zorunluluğumuzdur. ‘Soykırımdan Kurtulan Son İsviçreliler Sergisi’ işte bu inançtan ilham alıyor.

İSVİÇRE'DEKİ SON HOLOKOST HAYATTA KALANLARI İLE BİR TANIŞMA

Soykırımın ileriki nesillere aktarılması konusunda kendimizi tarihi bir sorumluluk altında hissediyoruz, çünkü bu korkunç soykırımın sadece birkaç tanığı aramızda kaldı artık. Holokost kurtulanlarının portreleri ve hazin hikayeleri serginin merkezinde duruyor. Ey İsviçre’deki Son Holokost Kurtulanları! Holokost tarihine kişiselliğinizi katın ve gelecek nesiller için onu iyi koruyun. Burada hüzünlü hikayeleri sergilenenler çeşitli Avrupa ülkelerinden geliyorlar ve bugün İsviçre’nin, Almanca, Fransızca veya İtalyanca konuşulan bölgelerinde yaşıyorlar. Onlar Holokost'tan kurtuldular ve İsviçre'de kendilerine yeni bir vatan buldular.
Fotoğrafçı Beat Mumenthaler tarafından yapılan bu keskin ifadeli portreler, insanlık onuru son bir kez daha inkar edilen bu insanların yüzlerini resmediyor. Bunlar hüzünlü yaşam hikayelerinin çizgi çizgi üzerlerine yansıdığı yüzlerdir. Eric Bergkraut'un yönettiği kısa filmlerde bu yaşam hikayelerinin yansımalarını buluyoruz. Bunlar, soykırımdan sonraki dönemin hayat hikayelerinin yanı sıra, onların hayatta kalma hikayeleridir de. Burada gösterilenler, bize onların en temel insani haklarından nasıl mahrum bırakıldıklarını ve aşağılandıklarını, Holokost'tan nasıl kurtulduklarını ve daha sonra nasıl hayata tutunduklarını anlatıyor. Ayrıca, bu insanların yaşadıkları travmaların ve derin üzüntülerin, çok ileri yaşlarında bile, onlardaki tesirlerinin nasıl hala devam ettiğini gözler önüne seriyor.

GENÇLER VE GELECEK NESİLLER İÇİN

‘Holokosttan Hayatta Kalan Son İsviçreliler’’ sergisindeki biyografiler ve portreler, bazı ülkelerde yeni yeni tekrar nükseden anti-Semitizm’in, tedbir alınmazsa, nelere yol açabileceğini gösteriyor. Holokost hafızası bu nedenle, ırkçılığın ve anti-Semitizmin çok vahim sonuçları olabileceğinin bir uyarısı olmalı. Bizim neslimizin “bu bir daha asla olmamalı” çağrısını sürdürme sorumluluğunun bir sonucu olan bu sergi, tüm genç nesilleri hedef almakta ve hoşgörünün bütün insanlık için ne kadar değerli ve önemli olduğu konusunda bir farkındalık yaratmayı amaçlamakta.
Bu sergide hatıraları canlandırılan herkese gönülden teşekkür etmek istiyorum: ‘’Hayat hikayelerinizi anlatma gücünüz ve kararlılığınız ve hatta kelimelerle ifadesi çok zor tecrübelerinizi ve hatıralarınızı bizlerle paylaştığınız için hepinize minnettarım’’.

Anita Winter
Gamaraal Vakfı Kurucusu ve Başkanı